Teknolojinin hayatımızın her aşamasına girmesinden, kazandırdığı konfor nedeniyle oldukça memnunuz. Ancak bizi mutlu eden herşeyin mutlaka bir şekilde zararı da oluyor. Cep telefonları bundan 15 yıl önce oldukça kısıtlı kullanıma sahipken şimdi hepimiz iki telefon taşıyor, çocuklarımıza ayrı mobil telefonlar alıyoruz. Cep telefonlarının insan sağlığına ne derece zarar verdiği konusu, sadece akademik çevrelerin çalışmalarının değil, günlük yaşantımızda futbolun, modanın hatta yemek tariflerinin konuşulduğu ortamların da popüler bir konusu. 🙂
Bu konuda yapılan binlerce çalışma, yayınlanan çok sayıda makale ve kitap var. TÜBİTAK’ta görev yaptığım dönemlerde bu konu daha popülerdi…yaptığımız akademik çalışmalar ayrıca değerlendirilebilir, ancak gündelik yaşantımızdan gelen sorular bir dönem ciddi bir e-posta ve telefon trafiği oluşturuyordu…
Cep telefonları ile ilgili iki temel merak var; birincisi evinin-ofisinin yakınına baz istasyonu kurulan insanların aldıkları radyasyon konusunda endişeleri…ikincisi ise daha genel.. cep telefonu kullanırken sağlığımıza verdiğimiz zarar..
Baz İstasyonları..!
Öncelikle şunu belirtmek lazım, cep telefonları kendi aralarında değil, baz istasyonları ile haberleşir. Yani baz istasyonlarının bizden aldığı ve bize verdiği işaret ile cep telefonunu kullanırız. Bu hizmeti baz istasyonunun gücü yettiğince ve aynı baz istasyonundan aynı anda faydalanan telefon sayısı belirli bir limitin altında ise alabiliriz. Baz istasyonları, üzerlerindeki antenleri kullanarak GSM işaretlerini yayınlar. Bu ışıma, antenlerin baktığı yöne de bağlı olarak belirli bir açı ile yol alır.
Daha kolay hayal edebilmek için çizgifilmlerden karanlık ortamdaki bir deniz feneri görüntüsünü düşünebilirsiniz. O sahnedeki ışık gibi baz istasyonundaki elektromanyetik ışıma antenden başlayarak ve uzaklaştıkça genişleyerek yol alır. Mum dibini aydınlatmaz atasözünü de gözönüne alarak deniz fenerinin dibinde oturan kişinin fenerin ışığından etkilenmesi mümkün müdür?? Baz istasyonlarında da durum aynı, binamıza konulan istasyonun bize zararı olmadığı gibi herhangi bir faydası da olmaz..Bu konuda genel geçerli bir standart olmamakla birlikte Dünya sağlık örgütünün ve ICNIRP’nin verdiği limitler var. Ülkemizde bu limitlerin epey altında değerler sınır kabul ediliyor.
Peki ya cep telefonları??
Kullandığımız cep telefonlarına gelince…sesimizi, mesajımızı, resmimizi hatta videoumuzu bir yerden bir yere gönderebildiğimize göre bir elektromanyetik radyasyon olduğu kesin. Zaman geçtikçe canlı sağlığına daha az zarar veren teknolojiler geliştiriliyor, ürünler daha sıkı test ediliyor…Elektromanyetikte çok temel bir kural bize oldukça fayda sağlayabilir: “Elektromanyetik alan mesafe ile zayıflayarak azalır”. Cep telefonunu kulağımıza dayayarak konuşma ile 5 cm mesafede tutarak konuşma arasında ciddi bir fark var. Kulaklık kullanıp telefonu bedenimizden uzak tutmak ise en ideal çözüm.
Baz istasyonlarının yayınımı ile ilgili onlarca ölçme yapmıştım; bunu sistemi aklamak için söylemiyorum ama insanların bulunabileceği alanlarda, verilen limitlere uzaktan da olsa yaklaşan bir değer hiç görmedim. Peki ya cep telefonu kullanımı?? İnsan vücuduna, özellikle metabolizmaya, az ya da çok, zararlı olduğu kesin olmakla birlikte evde gündelik hayatımızda kullandığımız elektrikli süpürge, mutfak robotu, saç kurutma makinesi, bilgisayar, televizyon gibi cihazların elektromanyetik yayınımının kimsenin zihnini meşgul etmemesi bir çelişki gibi..bu aletlerin radyasyon miktarlarını araştırın derim 🙂
Sonuç olarak, yüksek genlikli elektromanyetik enerjiye uzun süre maruz kalmanın zararı tartışılmaz..genlik için verilen sınır değerler insan üzerinde yıllarca süren deneylerle doğrulanmış değil de, teori ile türetilmiş değerler olduğundan güvenilir değerler olduklarını kimse iddia edemez. Kanser vakalarındaki artışın önemli bir nedeni de teknoloji ile hayatımızda yaygınlaşan elektonik cihazların emisyonları mı??.. belki..! Bunu yıllar sonra daha net goreceğiz..Günümüz teknolojisinde çevremizdeki elektromanyetik enerji kaynağı olan yüzlerce cihazdan sadece biri cep telefonu…zararı çok mu?? Sıfırdan büyük 🙂