Mobil telefonlarımızın yanımızda olmadığı zamanlarda kendimizi ıssız bir adada savunmasız gibi hissettiğimiz şu günlerde uçaklarda en çok duyduğumuz ve hiç hoşlanmadığımız anonstur “lütfen cep telefonunuzu kapalı konuma getiriniz” ikazı. Hoşlanmasak da uymak zorunda olduğumuz bu tedbir neden gerekli? Aslında cevabı sorusunda saklı bir durum bu, en kaba haliyle bu bir tedbir..!
Elektronik cihazların çevrelerine yaydıkları istemli veya istemdışı emisyonların diğer elektronik cihazları etkilemesine “Elektromanyetik Girişim” (EMI, Electromagnetic Interference), herhangi bir girişimden etkilenmeden ve girişimde bulunmadan çalışmaya da “Elektromanyetik Uyumluluk” (EMC, Electromagnetic Compatibility) dendiğini önceki yazımda paylaşmıştım. Uçaklarda alınan bu tedbirin en temel sebebinin bu kavram olduğunu bulmak zor değil.. Peki cep telefonları gerçekten EMI sebep olur mu? Bu sorunun net ve genel geçerli bir cevabı yok, sadece olabilir, olma ihtimali var denilebilir çunku girişim bir çok etmene bağlı; kaynağın frekansına, genliğine, ortama, kuplaj şartlarının gerçekleşmesine vs vs. Bütün elektronik cihazlar çalışırken doğaları gereği çevreye bir miktar emisyon yayarlar, az ya da çok…Bu emisyonların uçağın duyarlı sistemleri üzerinde girişimde bulunması durumunda hayati öneme sahip risk oluşturacağı tartışmasız bir gerçek!
Her ne kadar uçaklar gerek cihaz bazında gerek bütün sistem olarak EMC testlerinden geçirilip standartlara uygunluğu sertifikalandırıldıktan sonra uçuşa çıksalar da, test koşulları ile gündelik hayatta karşılaşacakları koşulların birebir uyumlu olacağının garantisi yok! Yüzde birlik bir hata payının bildirilmesi bile uçağı kullanmaktan vazgeçmemiz için yeterliyken bu girişim riskini almak çok da akılcı durmuyor…
Peki riskin büyüklüğü nedir???
Cep telefonumuzu haberleşme amacı dışındaki fonksiyonlarıyla kullanırken (fotoğraf çekme, müzik dinleme vs.) gerçekleşen işlevin istem dışı ve de çok küçük genlikte emisyonlar yarattığını rahatlıkla söyleyebilirim. Yani “risk büyüktür sıfır” ama net bir şekilde çok çok küçük. Ancak konu mesajlaşma, konuşma vb şekilde kablosuz haberleşmeyi gerektiriyorsa, bu işlevleri yapmak için cihazımızın istemli olarak emisyonda bulunduğunu, baz istasyonu ile haberleştiğini veya haberleşmeye çalıştığını, kesintisiz haberleşebilmek için gücün yüksek değerlere çıkabildiğini, bunun da uçağın sefer sistemlerini bozabilecek riski yarattığını biliyoruz. Günümüz teknolojisinde bu risk de minimize edilmiş olmasına rağmen gözardı edilemeyecek kadar önemli..
Sonuç; uçuş süresince cep telefonlarından uzak kalmak, tehlike riskimizi azalttığı gibi yüz yüze iletişime mecbur ederek sosyalleşmemiz için bir fırsat da yaratabilir…